Arkası tepelerle çevrili Akkuzulu-Kapaklı yoluna sadece 100 metre uzaklıkta; hemen Akkuzulu çıkışında gereğince mahremiyet sunan bir yerdedir Kocaağız.

“Ya Allah, Ya Bismillah”

YENİLENEN ÇEŞMESİYLE “KOCAAĞIZ”

Arkası tepelerle çevrili Akkuzulu-Kapaklı yoluna sadece 100 metre uzaklıkta; hemen Akkuzulu çıkışında gereğince mahremiyet sunan bir yerdedir Kocaağız.

Neden Kocaağız denilmiştir bu mekâna bilmiyorum. Sırtını tepelere vermiş, engin bir boşluğa vakar ile bakıyor muşçasına konuşlanmasından dır belki. İnsanı yutacakmış gibi bir his veriyor, isminin hakkını verirmişcesine.

Kocaağız’da büyüleyici bir atmosferde hissediyor insan kendini. Birden doğayla hemhal oluyor, burada doğmuşsunuz hep burada yaşamışsınız gibi geliyor. İnsan kendisinin de doğanın bir parçası bütünleyici olduğunun farkına varıyor. Öyle eşsiz bir deneyime kapılarını açtırıyor ki, geçmiş ve gelecek anda eriyor ve anı yaşıyorsunuz. Bütün kaygılardan arınıyor, kafanızdaki hesaplar bitiyor, kendinizi dengelenmiş, doğaya eşitlenmiş hissediyorsunuz. Farkına varıyorsunuz yabancısı olduğunu düşündüğünüz şeyin ta kendisi olduğunuzun.

Kocaağız mevkiini hayatın kaynağıyla besleyen, Kocaağızın Çeşmesi; bir hayırsever tarafından yenilenen şekliyle suyunu ulaştırdığı her yere hayatı bahşediyor. Allah (c.c)’nin nimetine araç olmuş durmadan, duraksamadan akıyor da akıyor…

Yeni çeşme Kocaağaz’a öyle bir yakışmış ki bütün benzetmeler çaresiz kalıyor. Tertemiz bembeyaz haliyle gelinlik giymiş bir kız mı desem, Pamukkale Travertenlerinden alınmış bir kesit mi desem, toprağın üstünde belirmiş bir bulut kümesi mi desem bilemiyorum. Varın siz kendiniz görün kararı siz verin.

Son haliyle ki bu son hali değil, güzelliğe gebe bir anne gibi; misafirlerine sükûnet, huzur ve dinginliği vaat ediyor.

İçtikçe içesiniz gelen suyunun nasılda bir aşkın tutkusu olduğunu anlamak için bir yudum almanız yetiyor.

Yağmurla ve karla toprağa damla damla işlemiş aşkın insana teneffüs etmesi gibi bir şey.. Hak’tan olanın halka tezahürü sanki…

Eğer bir gün yolunuz Akkuzulu’ya düşerse çeşmenin suyundan bir yudum içmeden, bu hava, su ve toprağın muhabbetini testinize doldurup sevdiklerinize götürmeden gitmeyiniz.

Ünündeki her şeyden tecrit olmuş boşluk yeni amaçlara hizmet edecekmiş gibi duruyor. Ne bileyim belki bir doğa parkı, belki bir festival alanı…

Ayrıca mekân sizden sadece temiz tutmanızı bekliyor.

“Herkim ki çeşmenin tadilatında hizmette bulunmuşsa Allah (c.c) onlardan, gelmiş ve geçmiş ecdatlarından razı olsun.”

Saygı ve sevgilerimle… 23.11.2015 Haber: Akın RÜYAOĞLU