Reklam Alanı (Gövde Üst Reklam) Bu alana reklam ver
blank
AKKUZULU tarafından
28 Kasım, 2016 12:09 tarihinde yayınlandı /Güncelleme: 22.03.2024 12:11
Okuma Süresi: 2dk
Yorum: 0
Reklam Alanı (İçerik Öncesi) Bu alana reklam ver

Haydi Akkuzulu Borcunu Öde

Ülke genelinde saatler geri alınmadı. Sanırım artık alınmayacak. Bu vesile ile birçok kişiye sabah namazını kılma fırsatı doğdu. Sabah işe gitmeden önce biraz vakitlice kalkınca sanırım olur gibi. Denemekte yarar var. Tabi Allah nasip ederse kısmet diğer vakitleri de tamamlamak gerek, borçtan kurtulmak en güzeli. “Borç yiğidin kamçısı” ise şimdi yiğitliğimizi gösterelim. Gerisini zaten siz biliyorsunuz. Unutmayın Allah herkese namaz kılmayı nasip etmez. Bakalım size edecek mi? Peki, biz şimdi bize olan görevi, uyarı ve temenni görevini yaptık. Sıra siz, biz ve hepimizde…

Sabah namazının sünneti evde kılındığı takdirde Peygamber Efendimiz (asm)'in âdeti olan bir müstehap yerine getirilmiş olur ve sevabı da elde edilir. Fakat, her ikisi de camide kılındığı zaman bir mahzur teşkil etmez.

Yine Efendimiz (S.A.V.); “Kim sabah namazını kılarsa, o Allah’ın himayesindedir.” (İbn Mace) ve

“Sabah namazının 2 rekatı dünya ve içindekilerden hayırlıdır.” ( Müslim, Tirmizi)

Namaz, İslam dininde yer alan ve aklı yeten tüm Müslümanlara farz olan ibadettir. İnananlar için en önemli ibadetler arasında yer alan namaz bu kadar önemli olmasına rağmen gereken özen gösterilmemektedir. Peygamberimiz (S.A.V.) tarafından “dinin direği” olarak adlandırılan namaz konusunda, sabah namazının oldukça önemli bir yeri vardır.

  1. Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

"İnsanlar yatsı namazı ile sabah namazındaki fazilet ve sevabı bilselerdi, emekleyerek bile olsa mutlaka camiye, cemaate gelirlerdi."

Buhârî, Ezân 9, 32; Müslim, Salât 129. Ayrıca bk. Tirmizî, Mevâkît 52; Nesâî, Mevâkît 22, Ezân 31

  1. Ebû Hüreyre radıyallahu anh 'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

"Münafıklara sabah ve yatsı namazından daha ağır gelen hiçbir namaz yoktur. İnsanlar bu iki namazda ne kadar çok ecir ve sevap olduğunu bilselerdi, emekleyerek de olsa cemaate gelirlerdi."

Buhârî, Mevâkît 20, Ezân 34; Müslim, Mesâcid 252. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Salât 47; Nesâî, İmâmet 45; İbni Mâce, Mesâcid 18

Açıklamalar: Sabah ve yatsı namazları münafıkların çoğu kere camiye, cemaate gelmedikleri namazlardır. Bu özelliği sebebiyle mü'minle münafığı, ihlâs sahibi olanla nifak alâmeti taşıyanı ayırt etmede bu iki namaz bir ölçü kabul edilmiştir. Sabah namazı vakti uykudan uyanmanın çok zor olduğu, yatsı namazı vakti de yorgunluğun had safhaya varıp uykunun galip geldiği zamanlardır. Bu iki vakitte camiye ve cemaate gitmek gerçekten büyük bir azim ve gayreti gerektirir. Faziletinin daha üstün, sevabının daha çok olmasının sebeplerinin başında bu özellikler gelir. Çünkü zoru başarmanın ve güçlüğe göğüs germenin fazileti ve sevabı daha çoktur. Bu sebeple sabah ve yatsı namazında cemaate emekleyerek de olsa gelmek tavsiye edilmiştir ki, bu hususta ne kadar gayret gösterilmesi gerektiğinin mübalağalı bir tarzda ifade edilmesinden ibarettir. Beş vakit namazın her birinin farzlarının camide ve cemaatle kılınması tavsiye edilmişse de, sabah ile yatsı namazlarına farklı bir yer verildiği pek çok sahih rivayetten açıkça anlaşılmaktadır.

  1. Sabah ve yatsı namazlarını camide cemaatle kılmak, diğer namazları cemaatle kılmaktan daha faziletlidir.
  2. Sabah ve yatsı namazları, münafıklara en zor gelen namazlardır. Bu sebeple bu iki vaktin namazı, mü'minle münafığı ayırıcı bir özelliğe sahiptir.

3. Emekleyerek ve sürünerek de olsa camiye, cemaate gelmeye özen göstermek gerekir.

Bizi sosyal medyadan takip edin
Reklam Alanı (İçerik Sonrası) Bu alana reklam ver

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

blank
Avatarı
Fatih Karakütük tarafından
22 Aralık, 2025 13:14 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 1dk
Yorum: 0
Reklam Alanı (İçerik Öncesi) Bu alana reklam ver

Domates mi? anlaşıldı, sen Akkuzulu’lusun

Angara genelinde Çubuk özelinde son 20 yıla damgasını vuran, en çok duyulan cümle. Yemekten zevk aldığımız, çıkmasını dört gözle beklediğimiz, kalp dostu, vitamin deposu domates. Kimi zaman sosluk, melemenlik konservesini yaptığımız, kimi zaman salçasını yaptığımız,  kimi zamanda kurutup kışın afiyetle yediğimiz domates. Hiç düşünmedik Akkuzulu domatesi çıktığında fiyatların düştüğünü, hiç düşünmedik ayağımızın dibindeki taze ve ucuz fırsatı, hiç düşünmedik çalışkanlığı ile nam salmış köy halkının binbir emekle yetiştirdiği sebzelerin karşılığının ne olması gerektiğini. Akkuzulu halkı her şartta, her zorluğa rağmen yine de çalışmaya ve üretmeye devam edecektir. Akkuzulu halkı, emeğin ne demek olduğunu toprağın diliyle öğrenmiş insanlardır. Gün daha ağarmadan başlayan bir mesai, yalnızca geçim için değil; alın terine, sabra ve üretmeye duyulan saygının bir göstergesidir. Toprağa atılan her tohum, umutla yoğrulur; her filiz, geleceğe olan inancın sessiz bir ifadesi olur. Toprağı korumanın geleceği korumak olduğunu en güzel örneğidir Akkuzulu. Çubuk ovasında tarım arazisinde hobi bahçesi olmayan nadir köylerdendir. Bize düşen emeğin, emekçinin, üreticinin, köy halkının her daim yanında olmak.

Bizi sosyal medyadan takip edin
Reklam Alanı (İçerik Sonrası) Bu alana reklam ver

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.